UNCTAD, Ticaret ve Kalkınma Raporu’nun Ekim sayısını yayımladı.
Raporda, geçen yıl yüzde 3 olan dünya ekonomik büyümesinin 2023’te yüzde 2,4’e yavaşlamasının beklendiği belirtildi. Bu sayının global mali sistemde ıslahat yapılmasına, enflasyonla, eşitsizlikle ve kamu borcuyla uğraşa yönelik daha pratik siyasetlere ve kritik piyasaların daha fazla nezaret altına alınmasına yönelik acil muhtaçlığın altını çizdiği vurgulandı.
UNCTAD, Nisan raporunda dünya iktisadının bu yıl yüzde 2,1 büyüyeceğini öngörmüştü.
ABD’de artan faiz oranlarına karşın iktisadın denetimli bir yavaşlama yaşayarak karamsar varsayımlara meydan okuduğu vurgulanan raporda, “yumuşak inişin” güçlü tüketici harcamalarına, mali kemer sıkma tedbirlerinden kaçınılmasına ve yılın başlarındaki etkin mali müdahaleye bağlanabileceği aktarıldı.
Raporda, birebir vakitte, bilhassa uzun süren yüksek faiz oranları nedeniyle yatırım tasalarının devam ettiği kaydedildi.
Buna karşılık, Avrupa’nın potansiyel bir resesyonun eşiğinde olduğuna işaret edilen raporda, süratle sıkılaşan para siyaseti ve güçlü ekonomik dalgalanmalarla boğuşulduğu söz edildi.
Raporda, Avrupa’da büyük iktisatların yavaşladığı ve Almanya’nın da daralma sürecinde olduğu vurgulanarak kıta genelinde mali kemer sıkma siyasetleriyle birleşen durağan yahut düşen gerçek fiyatların büyümeyi aşağı çektiği belirtildi.
“Genişleyen servet açığı ekonomik toparlanmaya tehdit”
Çin’in geçen yıla nazaran toparlanma işaretleri göstermesine karşın, zayıf yurt içi tüketici talebi ve özel yatırımla karşı karşıya olduğu aktarılan raporda, ülkenin öbür büyük ekonomilere kıyasla bu zorlukların üstesinden gelmek için kullanılabilecek daha fazla maliye siyaseti alanına sahip olduğu bildirildi.
Raporda, temel telaşlardan birinin bilhassa daha gelişmiş ekonomilerdeki nakdî sıkılaştırmadan orantısız bir formda etkilenen gelişmekte olan ülkelerde ekonomik eşitsizliğin devam etmesi olduğuna işaret edildi.
Genişleyen servet açığının, kırılgan ekonomik toparlanmaya ve Sürdürülebilir Kalkınma Emellerine ulaşmaya yönelik bir tehdit oluşturduğundan bahsedilen raporda, gelişmekte olan birçok ülke için borç yüklerinin de büyük göründüğü kaydedildi.
Raporda, artan faiz oranları, zayıflayan para üniteleri ve yavaşlayan ihracat büyümesinin bir ortaya gelerek temel gereksinimler için mali alanı daralttığı ve büyüyen borç servisi yükünü gelişen bir “kalkınma krizine” dönüştürdüğü konusunda ikazda bulunuldu.
Türkiye’nin bu yıl yüzde 3,7 büyümesi bekleniyor
Ülkelerin ekonomik varsayımlarına de yer verilen raporda, Türkiye iktisadının 2023 yılı büyüme beklentisi yüzde 2,6’dan yüzde 3,7’ye yükseltildi. Türkiye’nin gelecek yıl da yüzde 1,9 büyüyeceği öngörüldü.
Raporda, ABD iktisadının bu yıla ait büyüme varsayımı de yüzde 0,9’dan yüzde 2’ye revize edildi.
Büyüme varsayımı Avrupa Birliği için yüzde 0,4’e ve Çin için yüzde 4,6’ya düşürülen raporda, Almanya’nın da bu yıl yüzde 0,6 küçüleceği kestirim edildi.
UNCTAD, Ticaret ve Kalkınma Raporu’nun Ekim sayısını yayımladı.
Raporda, geçen yıl yüzde 3 olan dünya ekonomik büyümesinin 2023’te yüzde 2,4’e yavaşlamasının beklendiği belirtildi. Bu sayının global mali sistemde ıslahat yapılmasına, enflasyonla, eşitsizlikle ve kamu borcuyla uğraşa yönelik daha pratik siyasetlere ve kritik piyasaların daha fazla nezaret altına alınmasına yönelik acil muhtaçlığın altını çizdiği vurgulandı.
UNCTAD, Nisan raporunda dünya iktisadının bu yıl yüzde 2,1 büyüyeceğini öngörmüştü.
ABD’de artan faiz oranlarına karşın iktisadın denetimli bir yavaşlama yaşayarak karamsar varsayımlara meydan okuduğu vurgulanan raporda, “yumuşak inişin” güçlü tüketici harcamalarına, mali kemer sıkma tedbirlerinden kaçınılmasına ve yılın başlarındaki etkin mali müdahaleye bağlanabileceği aktarıldı.
Raporda, birebir vakitte, bilhassa uzun süren yüksek faiz oranları nedeniyle yatırım tasalarının devam ettiği kaydedildi.
Buna karşılık, Avrupa’nın potansiyel bir resesyonun eşiğinde olduğuna işaret edilen raporda, süratle sıkılaşan para siyaseti ve güçlü ekonomik dalgalanmalarla boğuşulduğu söz edildi.
Raporda, Avrupa’da büyük iktisatların yavaşladığı ve Almanya’nın da daralma sürecinde olduğu vurgulanarak kıta genelinde mali kemer sıkma siyasetleriyle birleşen durağan yahut düşen gerçek fiyatların büyümeyi aşağı çektiği belirtildi.
“Genişleyen servet açığı ekonomik toparlanmaya tehdit”
Çin’in geçen yıla nazaran toparlanma işaretleri göstermesine karşın, zayıf yurt içi tüketici talebi ve özel yatırımla karşı karşıya olduğu aktarılan raporda, ülkenin öbür büyük ekonomilere kıyasla bu zorlukların üstesinden gelmek için kullanılabilecek daha fazla maliye siyaseti alanına sahip olduğu bildirildi.
Raporda, temel telaşlardan birinin bilhassa daha gelişmiş ekonomilerdeki nakdî sıkılaştırmadan orantısız bir formda etkilenen gelişmekte olan ülkelerde ekonomik eşitsizliğin devam etmesi olduğuna işaret edildi.
Genişleyen servet açığının, kırılgan ekonomik toparlanmaya ve Sürdürülebilir Kalkınma Emellerine ulaşmaya yönelik bir tehdit oluşturduğundan bahsedilen raporda, gelişmekte olan birçok ülke için borç yüklerinin de büyük göründüğü kaydedildi.
Raporda, artan faiz oranları, zayıflayan para üniteleri ve yavaşlayan ihracat büyümesinin bir ortaya gelerek temel gereksinimler için mali alanı daralttığı ve büyüyen borç servisi yükünü gelişen bir “kalkınma krizine” dönüştürdüğü konusunda ikazda bulunuldu.
Türkiye’nin bu yıl yüzde 3,7 büyümesi bekleniyor
Ülkelerin ekonomik varsayımlarına de yer verilen raporda, Türkiye iktisadının 2023 yılı büyüme beklentisi yüzde 2,6’dan yüzde 3,7’ye yükseltildi. Türkiye’nin gelecek yıl da yüzde 1,9 büyüyeceği öngörüldü.
Raporda, ABD iktisadının bu yıla ait büyüme varsayımı de yüzde 0,9’dan yüzde 2’ye revize edildi.
Büyüme varsayımı Avrupa Birliği için yüzde 0,4’e ve Çin için yüzde 4,6’ya düşürülen raporda, Almanya’nın da bu yıl yüzde 0,6 küçüleceği kestirim edildi.
